İBB mülkiyetinde yer alan tarihi Yerebatan Sarnıcı’nın 2017’de başlatılan ve “İBB Miras” takımları tarafından sürdürülen onarım süreçleri tamamlandı. Bizans İmparatorluğu periyodundan bugüne ulaşan kültür mirası 1500 yaşındaki Yerebatan Sarnıcı’nın yine ziyarete açılması nedeniyle düzenlenen merasime; CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Lider Yardımcısı Seyit Torun, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu ve İYİ Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu katıldı.
İBB Lideri İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada; “İstanbul’un geleceğini şekillendirmek için, tarihi geçmişini ve güçlü mirasını da kapsayan bütüncül bir bakış açısıyla hizmet üretmek durumundayız bu kente” dedi. İmamoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
Yerebatan Sarnıcı’nın 2019 yılında, onarımdan evvelki bir görüntüsü
“Bu kentin tarihi bedellerinin gelecek yüzyıllarda da hayatta kalmasını sağlamak için son derce titiz çalışan bir takımız: Bir yandan 16 milyonun muhtaçlığı olan altyapı atılımlarını yapacağız, öteki yandan da 8 bin yıllık tarihimizden bize miras kalan tüm pahaları ve zenginlikleri gelecek kuşaklar için koruma edeceğiz. İşte bu vizyon; bugün burada toplanmamızı, bu süper yapıyı, kentimize ve insanımıza yine kazandırmamızı sağlıyor.
Yerebatan Sarnıcı’nın 2022 yılında, onarımdan sonraki bir görüntüsü
Kentin sembol yapılarından Yerebatan Sarnıcı’nda ihtimamlı bir onarım süreci yürüttük. İş başına gelir gelmez, Belediyemiz bünyesinde, uzmanlardan oluşan özel bir grup oluşturduk. İBB Miras takımı. Zira biz, bu kentin tarihi pahalarını korumak, kurtarmak, restore etmek ve gelecek yüzyıllarda da hayatta kalmasını sağlamak için son derece titiz çalışan bir takımız. Biz, geleceği planlamak kadar, geçmişi muhafazanın da vazgeçilmez ve devredilmez bir kamu vazifesi olduğu şuuruyla hizmet veriyoruz.
Tarihi yapıtları koruyalım derken, tahrip eden işlere imza atıldı: Maalesef bizden evvelki periyotlarda hem İBB hem de öbür kamu kurumları, tarihi yapıtları koruyalım derken, ne yazık ki tahrip eden işlere imza atıldı. Halbuki tarihi eserler, kentler ve ülkeler için yalnızca birer kültürel zenginlik değil, birebir vakitte turizmden yaratıcı sanatlara kadar ekonomik getiri sağlayan ilham kaynakları olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle biz, vazifeye gelir gelmez, İBB Miras takımıyla İstanbul’da tarihi yapıtların korunması, restore edilmesi ve topluma yine kazandırılması çıtasını yükselttik.
1500 ton tutan devasa ölçüde çimento harç gereci temizledik: İBB Miras çalışmaları başka kentlere ve ilçelere de ilham kaynağı oldu. Sizlerle inanılmaz bir bilgiyi daha paylaşmak isterim. Müzemizin genelinden, 1500 ton tutan devasa ölçüde çimento harç gereci temizledik ve dışarıya taşıdık. Evet 1500 yıllık tarihi dokunun üzerindeki 1500 ton harcı, büyük bir titizlikle, orjinal yapıya ve materyale ziyan vermemek için, tabiri caizse bunu yaparken iğneyle kazıdık diyebilirim. Tekrar, bu tarihi yapının özüne uygun ışıklandırma yapılması çok değerliydi.
Hem ortamın mistik atmosferini korumak hem de karakteristik özelliklerini daha da göz önü çıkarmak için ışık dizaynına farklı bir itina gösterdik. Yerebatan Sarnıcı’nın üstünde kaçak yapılar vardı. Üstte taban zannedilen, sarnıcın üstüne gelen kısma yapılmış kaçak binaları yıkıp, kaldırdık. Sarnıcın üzerine gelen bina yükünü ve kaçak yapılaşmayı kaldırarak, 1500 yıllık tarihi yapının risklerini kaldırdık, bu noktada devam eden kaçak yapıları kaldırmaya da devam ediyoruz.
Biz davetimizi yaptık: Bugün burada yaptığımız açılışa, devletimizin bütün yöneticilerini, başta Kültür ve Turizm Bakanımız olmak üzere, İstanbul Valisi’ni bütün ayrıntısıyla birlikte kamu kurum kuruluşlarının yöneticilerini buraya davet etmiştik. Tabi ki kestirim edebileceğiniz üzere davetimize yanıt bile verilmedi. Lakin buraya kadar her şey olağan fakat, basından öğrendik ki tekrar tam da bugün ve tam da bu saatte Sayın Bakan ve Bakanlık, bizden ilham alarak, bir açılış yapmaya karar vermiş. Üstelik bugün tam bu saatte Sayın Cumhurbaşkanı’nın iştirakiyle bir arada İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin açılışını yapıyorlar. Bu ortada belirteyim ki, beni yeniden her vakit olduğu üzere davet etmeyi unutmuşlar. Yalnızca bir sefer, sitem ettim diye, beni AKM’nin açılışına, Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışına davet etmişlerdi. Oraya da açıkçası zevkle katıldım.
Konuşmasında İstanbul Valiliği’nden gelen bir yazıyı gösteren İmamoğlu, şunları söyledi:
Devletimizin, devletinin bir ünitesiyle yarıştığını herhalde dünyada birinci kere bize bu beşerler yaşatıyor: Mesela bizden neler istemişler? İBB Başkanlığı’na 21 Temmuz’da, yani 2-3 gün evvel yazı yazarak, ‘Şuralara park etmeyin. Şuralarla ilgili etraf güvenliğini sağlayın’ üzere yazılarını da natürel hüzünle takip ediyoruz. Devletimizin, devletinin bir ünitesiyle yarıştığını herhalde dünyada birinci kere bize bu beşerler yaşatıyor. İBB, devletimizin bir ünitesi, bir kurumudur. Halbuki bu akşam bizim açılışımıza katılsalar, yeniden sizlerle bir ortada bunu yaşasalar, bir öteki gün de biz Arkeoloji Müzesi’ne gitsek -ki Arkeoloji Müzesi’nin nitekim yeterli bir onarım geçirdiğini biliyorum, emekleri geçenlere de teşekkür ediyorum. Bu manada bizi davet etmeseler de ben kendilerini tekrar gönülden tebrik ediyorum açıkçası. Lakin dediğim üzere, umarım bu centilmence günlerin daha uygun yaşandığı bir ortamı daima birlikte var edeceğiz. Burada Millet İttifakı’nın da değerli üyeleri var. Çok yakın vakitte, ülkemizin özlediği o saygılı davranışın, ülkemizin her bir her ünitesinin, bir ortada iş üretme kabiliyetini geliştirdiği günlerde buluşacağız.
150 günde 150 proje kampanyamızın birinci adımını burada atıyoruz: İş başı yaptığımız günden bu yana karşımıza çıkarılan engelleme teşebbüslerine karşın metro sınırlarından parklara, altyapı projelerinden güç tesislerine, insanca yaşanacak konutlardan kreşlere, öğrenci yurtlarından toplumsal tesislere, toplumsal yardımlardan dijital yatırımlara kadar İstanbul’a kıymet katan yüzlerce proje başlattık. İşte bugün, yalnızca bu açılışı yapmakla kalmıyor, büyük bir maratonun da gongunu çalıyoruz. 150 günde 150 Proje ismini verdiğimiz kampanyamızın birinci adımını burada atıyoruz. İstanbul’un dört bir yanında açılışlar ve temel atmalar maratonu başlatıyoruz. Bugünden itibaren 5 ay boyunca, İstanbul’a paha katacak 150 yapıtı, 16 milyonun hizmetine sunacağız. Bugünden itibaren her hafta çok sayıda açılış ve temel atmayla İstanbul’u güçlendiriyoruz. Bu projelerle ulaşım ve alt yapı ağımızı yenileyip büyütüyor, toplumsal refah ve adalet hissini güçlendiriyoruz. 16 milyon İstanbulluya memnun, huzurlu, üretken, sağlıklı, adaletli bir kentsel hayat sunuyoruz. Yatırımlarımızla bu kenti ekonomik, toplumsal, çevresel risk ve tehditlere karşı hem güçlendiriyor hem güçlü hale getiriyoruz. Daha evvelden başlattığımız pek çok yatırımı da bu müddet zarfında tamamlayıp hizmete açıyoruz. Bir yandan da onlarca yesyeni projemizin temellerini atıyor olacağız.
Başkalarının yaptığı üzere popülist işler peşinde değiliz: Daha adil, daha yeşil, daha yaratıcı bir İstanbul kelamıyla yola çıktık. Kelam verdiğimiz tüm gayeler doğrultusunda kararlı ve emin adımlarla ilerliyoruz. Fakat sizlere şimdiden ipucu vermek isterim ki; o denli görünüyor ki, ‘150 Günde 150 Proje’ diye çıktığımız bu 5 aylık aksiyon planında, olasıdır ki tahminen 200’e yakın projeye ulaşacağız, tahminen 200’ü aşacağız. Mümkündür diyorum. Zira, örneğin İstanbul’un en kıymetli projelerinden bir tanesi kendilerinin vitrine koydukları proje olan ‘Finans Şehir’in altından geçen metroyu, sıfır seviyesinde biz aldık, biz yapıyoruz. Fakat son kısım için bir kredi onayımız var, 8 aydır bekliyoruz. Yani bu kadar aslında garip bir süreç içerisindeyiz. Bu manada muhtemelen diyorum. Yoksa 200’e hakikat koşmanın yüreği ve heyecanı bizde var. Biz, projesini bitirmediğimiz, bütçe onayını almadığımız ve hatta bütçesini bulmadığımız hiçbir projeye başlamıyoruz. Biz, oburlarının yaptığı üzere popülist işler peşinde değiliz. Örneğin; bizden evvel yapıldığı üzere, projesi yahut onayı olmayan 7 metro sınırının ihalesini bir gecede dağıtmıyoruz.
Yarın ‘ahmet İsvan ekmek Fabrikası’nı açıyoruz: Büsbütün kendi kaynaklarımızla projelendirip, temelini attığımız 1 milyon 450 bin kapasiteli Ahmet İsvan Ekmek Fabrikası’nı yarın hizmete açıyoruz. Tekrar etmek isterim ki; İstanbul yatırımlarla güçleniyor, İstanbul yatırımlarla güzelleşiyor, İstanbul yatırımlarla yenileniyor, İstanbul yatırımlarla yeşilleniyor. Özetle; İstanbul’da her şey çok hoş oluyor seçimde kelam verdiğimiz üzere. Bana ve grubuma, bu aziz kente hizmet etme fırsatı veren 16 milyona bir defa daha teşekkür ediyorum. Alışılmış ki bu sürece adım atmamıza müsaade veren ve bu hoş süreci bizlere sağlayan siz pahalı Genel Liderim Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, size yürekten teşekkür ediyorum.
Desteğini en güçlü formda her vakit yanında hissettiğim YETERLİ Parti Genel Lideri Sayın Meral Akşener Hanımefendi’ye yürekten teşekkür ediyorum. Bugün burada tekrar İstanbulluların hizmetine açtığımız 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı’nın yenilenmiş ve tarihin izlerini taşıyan bu formuyla ziyarete açık olacağını duyuruyor ve yarın umuyorum ki kuyrukta olabildiğince İstanbullu, sarnıca girmek için heyecanla buraya gelecek. Lakin biz onları sabırla ağırlamaya hazırız. Yerebatan Sarnıcı İstanbul’umuza ve dünyaya tekrar kapılarını açıyor.”
Açılış merasimi, yeni çehresine kavuşan Yerebatan Sarnıcı’nın gezilmesi ve akabinde gerçekleştirilen Mercan Dede konseriyle son buldu.
‘Tarihi yarımada 30 yıl öncesine nazaran çok makûs durumda’
İBB Lideri İmamoğlu, açılış merasiminin akabinde, gazetecilerin Tarihi Yarımada’nın yayalaştırılması projesi ile ilgili soruları cevapladı. İmamoğlu şunları söyledi:
“İstanbul eşittir Tarihi Yarımada. Tarihi Yarımada eşittir İstanbul. Onlarca proje sıralayabiliriz. 5 Eylül’de Tarihi Yarımada ile ilgili stratejileri hem geliştirdiğimiz projeleri hem de halkla paylaşıp geliştireceğimiz projelerini İstanbullularla tekrar Tarihi Yarımada’nın içinde Beyazıt Meydanı’nda paylaşacağız. Çok işimiz var burada, Tarihi Yarımada 25–30 öncesine nazaran çok makûs durumda.
Yani bu kendi içinde bir camiyi restore etmemizle yahut bir sarnıç restore etmemizle düzelecek bir şey değil. Bu hayat stratejisi. Dünyadaki turizm alanlarının bu stil alan idarelerinin çok hoş örnekleri var. Araçtan arındırma, hele hele yeşil kentlerin iklimle çabanın en kıymetli stratejilerinden biri olan karbon sıfır seviyesine erişme noktasında örnek bir alan olarak ilan ediyoruz.
2030-2050 stratejilerimiz de var. Hasebiyle Tarihi Yarımada bizim çok özel bir çalışma alanımız. Hiç dokunulmamış tarihi kara surlarından, Marmara Surları’na, Bukoleon Sarayı’na birçok alanda. Unkapanı Geçişi’nden Eminönü’ne ulaştıracağımız tramvaya varıncaya kadar birçok hususta adım attığımız bir Tarihi Yarımada var. Çok kıymetli bir süreci, Ordu Caddesi’nin yayalaştırılması, Beyazıt Meydanı’nın bitirilmek üzere olması Süleymaniye’nin kurtuluşunu sağlayacağız.”