Biliyorum bu başlığı okuyanlar ‘ne demek ‘Erdoğan’ın Türkiye’si burası Atatürk’ün Türkiye’si’ diye itiraz edecektir…
Sinirlenecektir, kızacaktır…
Haklılar lakin şu da bir gerçek. AKP iktidarı 20 yıldır Atatürk Türkiye’sinin altını oymaya çalışıyor. Erdoğan düzeni kurmaya çalışıyor.
Rejim değişikliğinin manası bu…
12. Cumhurbaşkanı unvanını kullanmamasının nedeni de bu…
Yeni Türkiye demelerinin sebebi de bu…
Erdoğan’ın idare anlayışına, Erdoğan’ın isteklerine, Erdoğan’ın karakterine nazaran 2017 yılında yazılan anayasa ile Türkiye makas değiştirecek. Türkiye; Erdoğan Türkiye’si olacaktı.
Büyük plan buydu…
Kabul edelim kısmen de olsa Erdoğan Türkiye’si oldu. Erdoğan iki defa iki beş dese yanlışınız var dört eder diyen çıkmaz…
Zaten ‘Efendim aldığınız kararlar şu berbat sonuçları doğurur, yapmayın etmeyin. Bir defa daha düşünün’ diyen çıksaydı bu halde olmazdık.
Bu satırları yazarken iki dev müellifin İlhan Selçuk ve Çetin Altan’ın yazıları aklıma geldi. İlhan Selçuk’tan alıntı:
‘Dalkavuk Doğu’nun eseridir…
Soytarı Batı’nın…
Her ikisi de eski çağlardan beri kurumsallaşmıştır…
Kralın soytarısı neredeyse sarayda özel yeri olan biridir, protokolün hem içindedir hem dışında…
Soytarı kimi vakit efendisini bile iğneler, Batı dünyasının müsamaha kuyusundan çıkrıkla çekebildiği yergileri lisana getirir…
Herkes de der ki:
– Soytarı soytarılığını yapıyor…
Dalkavuk ise Doğu’ya hastır, işi gücü ‘evet efendim, sepet efendim’ havası içinde maskaralık yapmak, efendisini güldürmek, şaklabanlık türetmektir…
Dalkavuk soytarıdan da beter bir kimliği simgeler…
Peki, yalaka kimdir?..
Sözlükler yalakalaşmayı utanma hissini yitirerek ‘dalkavuklaşmak’ diye tanımlıyorlar…
Bugünkü Türkiye’de artık dalkavuk ile soytarı sözcükleri unutuldu…’( 8 Ağustos 2009/Cumhuriyet)
Hal bu türlü olunca, sistem bu türlü kurulunca…
Ülkeyi yönetenler, bakanı, bürokratı kendi menfaatlerini geniş kitlelerin menfaatinin üzerinde tutunca…
En berbatı tek adama biat ve itaat zenginleşmenin yahut idarede yükselmenin olmazsa olmazı sayılınca…
Tek adamın her dediği kanun, her yaptığı tek yanlışsız kabul edilince…
İltifat yağmuru günlük hayatın olağan faaliyetleri ortasına girince…
Eleştiri ve itiraz vatan hainliğiyle eş tutulunca…
Ülke deney tahtasına döndürülünce…
Gencinin de yaşlısının da gözü yaşlı oldu. Sokak röportajlarını izliyor musunuz? Emekliler mikrofon tutulunca evvel yutkunuyor, kiminin gözü yaşarıyor, kiminin sesi titriyor, kiminin gözünden iki damla yaş dökülüyor.
Gençler sert, gençler öfkeli, gençler isyankâr. Gençler bu ne biçim hayat diyor. Lakin onlar babaları dedeleri üzere değil, renk vermiyorlar göz yaşlarını içlerine atıyorlar.
Çünkü…
Erdoğan’ın Türkiye’si gençlerin hayallerini çaldı…
Erdoğan Türkiye’si emeklilere sakin bir hayatı çok gördü…
Erdoğan Türkiye’si ülkeden umudunu kesip yurt dışına kapağı atmaya çalışan milyonlar yarattı…
Erdoğan Türkiye’si orta halliyi yoksul, yoksulu bir lokma ekmeğe muhtaç yaptı…
Erdoğan Türkiye’si Türkiye’yi Avrupa’dan kopardı…
Erdoğan Türkiye’si Türkiye’yi Ortadoğu ülkesi yaptı…
Erdoğan Türkiye’si Türkiye’yi insan kaçakçılarının cenneti yaptı…
Erdoğan Türkiye’sinde artık sokaklar gözü yaşlı, bedbaht beşerlerle dolu…
Peki neden bu türlü oldu derseniz?
İlhan Selçuk’un satırlarıyla cevap vereyim. Dalkavukluğun bir adım ötesine geçtik yalakalık sistemi kurduk da ondan.