Diken’de yer alan habere nazaran, tabip olmadığı halde kendini o denli tanıtıp, kanser ilaçları pazarlayan Yücel, Şenol’u evvel toplumsal medya hesapları üzerinden, daha sonra da ofisine kadar giderek tehdit etmişti. Ofisi ve meskeninin yakınlarında olduğunu belirli eden fotoğraf ve iletiler paylaşan, merdivenlerine kesik lisan bırakan Yücel elektronik kelepçe isimli denetimiyle özgür bırakılmıştı.
Ağustos sonunda kelepçesini kıran ve rastgele bir yaptırımla karşılaşmayan Yücel ‘avcı’ olduğunu söyleyerek, takibe ve hareketlerine devam edeceğine ait paylaşımlarına devam ediyordu.
Tutuklanma talebi gerekçesiz reddediliyor
Şenol’un avukatı Nuran İzbeli’nin süreçle ilgili verdiği bilgiye nazaran zanlı evvel tehdit içerikli paylaşımlarını kaldırıp yurt dışına çıkacağını ileri sürmüştü.
Sürecin başından beri şüphelinin tutuklanması için yasal kurallar oluşmasına karşın tutuklama taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini söyleyen İzbeli, ağustos sonunda kelepçesini kıran Yücel’in 8 Ekim’de ‘koruma ihlali’ nden üç günlüğüne cezaevine gönderildiğini söyledi. Prof. Şenol’u öldürmekle tehdit eden Yücel bugün özgür bırakılacak.
“Şüphelinin cezalandırılması için elimizden geleni yapacağımızı yineliyoruz”
İzbeli şunları dedi: “Şüpheli hakkında istenilen tutuklama talebinin reddi epeyce şanssız ve telaş verici bir karar olup müvekkilin can sıhhatinden kaygı etmesine neden olarak olağan hayatını idame ettirmesini çekilmez bir hale getirdi. Tüm bu süreçte canıyla tehdit edilen Şenol’a uygulanan önlemler kapsamında olağan hayatını idame ettirmekte zorlanırken, kuşkulu ihlal ve aksiyonlarını sürdürüyor ve müvekkilimi huzursuz ediyor.
Son olarak kuşkulu şahıs, Aile Mahkemesi tarafından uygulanan önlemler kapsamında elektronik kelepçesini kırması nedeniyle zorlama mahpusu cezası almış. Karar infaz edilmek üzere şahıs cezaevine sevk edilmiş. Adaletin bu kadar gecikmesinin bedelini hocamızın ödememesini istiyor ve bu doğrultuda kamuoyunun dayanağıyla birlikte adaletinin sağlanması ve şüphelinin cezalandırılması için elimizden geleni yapacağımızı yineliyoruz.”
Şenol: Tesadüfen haberimiz oldu
Yücel’in ‘zorlama mahpus cezası’ ndan bugün tesadüfen haberdar olduğunu belirten Şenol, şunları söyledi: “Avukatım her gün sorduğu için tesadüfen yeniden Ankara’ya burnumun tabanına geldiğini öğrendik. Avukatım fark etmese bugün elini kolunu sallayarak çıkıp bana gelecek. Şahıs elektronik kelepçesini daha evvel de kırmıştı. Kelepçesi 10 gün sonra lakin yenilenmişti. Yeniden de 1.5 kilometre yakınıma kadar gelmekten çekinmedi. Toplumsal medyada, herkese açık hesabından şahsıma yönelik paylaşımlarını sürdürüyor.”
Sağlık Bakanlığı’nın Yücel’in doktor olmadığını tespit etmesi ve hata duyurusunda bulunmasına karşın mahkemenin davayı reddetmesine mana veremediğini söyleyen Şenol, “Anlaşılan belgesine bakılmadan, direkt reddediliyor” dedi.
“Sağlık Bakanlığı’ndan takviye alamıyorum”
Yücel’e uygulanan elektronik kelepçe önleminin ‘kendisini adeta yıldırmaya yönelik bir sürece dönüştüğünü’ anlatan Şenol, şöyle devam etti:
“Şikayetinin ortadan geçen müddete karşın hala mahkeme sürecine taşınamadığı ve elektronik kelepçe uygulamasında yaşanan bariz sıkıntıların kâfi müddette tahlile kavuşturulamaması nedeniyle can sıhhatimden fecî bir hüzün ve tasa duymaktayım. Ben bu bilinmeyen korunma girdabında savrulurken şahıs elini kolunu sallayarak yakınıma kadar gelebiliyor ve bunu paylaşımlarıyla da destekleyerek adeta ‘Bana bir şey olmaz’ iletisi veriyor. Mesleğim gereği insanların hayatını kurtarmak tek gayem iken gelinen noktada kendi hayatım hakkında çok geç olmadan adaletin sağlanması için çırpınıyorum. Öncelikle Sıhhat Bakanlığı olmak üzere kâfi dayanağı alamadığımı görüyorum.”
“Başıma bir şey gelirse sorumlular belli!”
Kelepçenin Yücel’i denetim edemediğini ve hareketlerini rahatça sürdürdüğünü söyleyen Şenol, kararlılıkla hukuk çabasına devam edeceğini belirtti: “Başıma gelecek en ufak bir berbatlıkta kimlerin sorumlu olduğunu unutmamanızı isteyerek, bilimi kendi yolu seçmiş bilim insanlarının ayaklar altında canına kastedilmediği bir ortam için savaşmaya devam edeceğiz. Bu müddet içinde bana bir şey olursa sorumluların kimler olduğu açıkça ortada. Dünyada hiçbir hukuk devleti, hiçbir hatası olmayan bir bilim insanına bu azabın yapılmasını kayıtsız koşulsuz seyretmez. Dünyada hiçbir hukuk devletinde bir bilim insanı 70 gündür yakın muhafaza ile dolaşıp işini dersini bu cenderede yapmak zorunda bırakılmaz. Bu cürümlünün bir ‘koza’ içinde korunma münasebeti nedir? Ülkem ve izlemekte olan, gözümün içine bakan öğrencilerim ve gençler için hüznüm tarifsiz.”
TTB şikayetçi olmuştu
Türk Tabipleri Birliği (TTB), toplumsal medyada kendini jinekoloji uzmanı olarak tanıtan ve ‘kanser ilacı’ satan Sönmez hakkında 4 Ağustos 2022’de Sıhhat Bakanlığı Sıhhat Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu Kontrol Hizmetleri Lider Yardımcılığı İlaç Kontrol Dairesi’ne ve Türk Eczacıları Birliği’ne birer yazı yazmıştı. Yazıda 1219 sayılı Kanun’un 25’inci hususu hatırlatılmış ve hareketin Türk Ceza Kanunu’nun ‘kamu misyonunun yöntemsiz olarak üstlenilmesi’ hatasını düzenleyen 262’inci hususuna terslik oluşturduğu vurgulanmış ve gerekli teşebbüslerin yapılmasını istemişti.
TTB’nin İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu’na ilettiği yazıdaysa Yücel’in kanser tedavisine yönelik olduğunu tez ettiği karışımları toplumsal medya mecralarından ‘ilaç’ olarak hastalara önermesinin, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 18’inci hususunu, 1262 sayılı Kanun’un 18 ve 19’uncu unsurlarını ihlal ettiğini belirtildi. Türk Eczacıları Birliği’ne gönderdiği yazıyla da Yücel’in 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 24’üncü unsurunu ihlal ettiğini hatırlatmıştı.
TTB daha sonra Yücel hakkında Eskişehir başsavcılığına kabahat duyurusunda bulunmuştu.
Sağlık Bakanlığı: Tabip değil
TTB’ye Sıhhat Bakanlığı’ndan gelen cevap Yücel’in tabip olmadığını teyit etmişti. Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Yücel’in gönderi paylaştığı ve ilaç satışı yaptığı internet sayfalarının erişiminin engellenmesi için Ankara Birinci Sulh Ceza Hakimliği’ne müracaatta bulunduğu söylendi. Fakat erişimin engellenmesi talepleri reddedilmiş. Bakanlık ret kararına itiraz etmiş, bunu kıymetlendiren Ankara İkinci Sulh Ceza Hakimliği de başvuruyu reddetmişti.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu’nun incelemesiyle hazırlanan rapora dayanan Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü ayrıyeten Yücel hakkında ceza davası açılması için başsavcılığa cürüm duyurusunda da bulundu.
