Çok değil 5 yıl, 10 yıl evvelki Erdoğan’ı düşünün. Gündemi belirleyen kişiydi. Yer yarılsa fark etmezdi. Erdoğan’ın ağzından çıkan kelam gündemdi…
Hayır hayır kendi medyasının manşete taşımasından kelam etmiyorum. Muhalefet peşine takılırdı.
Konu ne olursa olsun.
Bunun en somut en zirve örneği Roboksi katliamından sonra gündemi farklı yere çekmesidir.
Büyük beceriydi…
Roboksi katliamını kısaca hatırlayalım. Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köylüleri on yıllardır hudut ticareti daha doğrusu hudut kaçakçılığı yapar. Irak’tan ucuza sigara ve mazot getirir, buradan oranın o günkü gereksinimi neyse onu götürür.
Bunu da jandarmasından Genelkurmay Başkanı’na kadar herkes bilir. 28 Aralık 2011 gecesi yanlış istihbarat nedeniyle askeri uçaklar mazot ve sigara taşıyan köylülerin üzerine bomba yağdırdı. 34 kişi öldü.
(Yeri gelmişken bir parantez açmama müsaade verin. Bu da FETÖ’nün Türkiye’yi ele geçirmek için iç savaş çıkarma planlarından biri olabilir. Neyse bu öteki konu. Gün gelir FETÖ yapılanmasının dünü/bugünü günışığına çıkar. Hiçbir karanlık saat/dakika kalmadan. Parantezi kapattım)
Erdoğan Başbakan’dı. Dünya basını acımasız haberlerle Erdoğan’a saldırıyordu.
( Bi parantez daha açma gereksinimi doğdu. Roboski katliamını bizim medya iki gün haber yapmadı/yapamadı. Gezi olayları sırasında penguen belgeseli oynatmak üzere bir şeydi. Parantezi kapattım)
En hararetli günlerde Erdoğan partisinin bayan kolları kurultayında yaptığı konuşmada bu sıkıntıyı ele aldı ve dedi ki..
‘Her kürtaj Uludere’dir’
Ekledi; ‘sezaryenle doğuma karşıyım. Bu Türk milletinin soyunu tüketir.’
Türkiye Uludere/Roboski katliamını unuttu kürtajı tartışmaya başladı. Muhalefet peşine takıldı. Tabipler sezaryenle doğum yapmaktan korkar hale geldi. Hastaneler bâtın gizli kürtaj yaptı, saklı gizi sezaryenle doğum gerçekleştirdi.
Roboski unutuldu gitti…
Erdoğan Roboski’yi unutturdu.
Bunun üzere onlarca örnek verebilirim. Son bir yıla bakarsak tam karşıtı olmaya başladı. Gündemi artık muhalefet belirliyor, Erdoğan peşine takılıyor.
Bu sebeple metal yorgunu diyorum…
Yüzde 142 oranındaki elektrik artırımının bir kısmını geri alması, 3600/3000 göstergeyi ocakta yürürlüğe sokacak olması, emeklilere bayram ikramiyesi vermesi, minimum ücretlilere orta artırım yapması en son dün kredi alan öğrencilere faiz uygulamayacağını yalnızca ana parayı geri alacağını açıklaması muhalefetin zaferi…
Kılıçdaroğlu bastırmasa hiçbiri olmazdı…
Erdoğan evvelden hamle oyuncusuydu. Muhalefete gol atmaya bayılırdı. Ağızlarını açtırmazdı. Şimdilerde savunma oyuncusu oldu. Günü muhalefetin sağlı sollu ataklarını savuşturmaya çalışmakla geçiyor.
Bu sebeple metal yorgunu…
Dün yaptığı konuşmaya bakalım. Köprüleri savunuyor. Osman Gazi Köprüsü’nden geçen araç sayısı verilen garantinin yüzde 116’si oldu demiş, övünmüş.
Bunu söylemekle kalmamış; ‘tek kuruş harcamadan inşa edilen projenin yarar da sağlamaya başladığını gösteriyor’ demiş…
Demiş ancak doğruyu söylememiş… Bu fiyatlandırma ABD’deki enflasyona endeksi. ABD’de enflasyon artıkça köprü fiyatı de artıyor. 50 doları bulmuştur. Kaba hesapla araç başı ödenen para şu anda 850 lira…
184 lirasını biz ödüyoruz, üstünü hazine veriyor…
Yok artık demeyin…
Yuh artık da demeyin…
Ulaştırma Bakanı’na sorun. Günde kaç araç geçtiğini araç başına devletin kasasından kaç lira çıktığını açıklasın.
Erdoğan Çanakkale Köprüsü’nü 14 Temmuz günü 14 bin 200 araç kullandığı için övünmüş. Garanti 45 bin araç. Ulaştırma Bakanı bayram tatili müddetince günde ortalama 7 bin aracın geçtiğini açıkladı. Bayram tatili dışında köprüyü kullanan araç sayısı günlük ortalama 3 bin civarında.
Çanakkale Köprüsü’nden Euro ile geçiliyor. Biz 200 liraya geçiyoruz lakin devletin kasasından 340 lira çıkıyor…
Şimdi diyeceksiniz ki Osman Gazi köprüsü 850 lira Çanakkale Köprüsü neden 340 lira… İki yol da birebir yere çıkmıyor mu?
Bu soruyu da Bakan Bey’e sorun…
Hatta görürseniz son Başbakan Binali Bey’e sorun…
Erdoğan dünkü konuşmasında ‘Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden günlük ortalama 60 bin araç geçişi kamu-özel iş birliğinin en hoş örneklerindendir’ demiş.
Yavuz Selim’e verilen araç garantisi 135 bin. 3 Euro artı KDV. Araç başına ödenen parayı siz hesaplayın.
Erdoğan savunmada. Önüne konan çarpıtılmış sayıları, gerçekle ilgisi olmayan sayıları okuyarak yaptığı işlerin yanlışsız olduğunu savunuyor.
Hele ekonomik kriz var diyenlere baş tutuşuna bi bakın. Verdiği örneği bi düşünün.
Bana hak verirsiniz…
Erdoğan da artık metal yorgunu…