Gezi direnişi davasında tutuklu iş insanı Osman Kavala‘ya, TCK’nin 312/1 hususu mucibince “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya yahut vazifelerini yapmasını kısmen yahut büsbütün engellemeye teşebbüs etmek” kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus, sanıklar Ayşe Mücella Yapan, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden‘in de 18’er yıl mahpusla cezalandırılmasına ait gerekçeli kararını açıkladı.
Kararda, MASAK tarafından hazırlanan raporda Anadolu Kültür AŞ hesaplarından, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası KHK ile kapatılan kurum ve kuruluş çalışanları ile hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olma” hatasından süreç yapılan çok sayıda şahsa para gönderildiğinin tespit edildiğine yer verildi.
Kavala’nın ’15 Temmuz darbe teşebbüsünün hazırlık sürecinde de tesirli olduğuna’ yer verilen gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:
“Mehmet Osman Kavala ve Henri Jak Barkey’in 15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına muhalif bir biçimde darbe teşebbüsü hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her iki sanığın da 15 Temmuz darbe teşebbüsünden evvelce haberdar oldukları ve darbe teşebbüsünün altyapısını oluşturmak için yurt içi ve yurt dışı bir dizi irtibat kurdukları, son olarak da Henri Jak Barkey’in 15 Temmuz günü Türkiye’ye gelerek darbe teşebbüsünü İstanbul Büyükada’da sabaha kadar takip ettiği ve yurt dışı irtibatlarını gece uzunluğu devam ettirdiği anlaşılmıştır.“
‘Tüm memleketler arası teşebbüsler Kavala üzerinden kuruldu’
Gerekçeli kararda, Seyahat ile ilgili tüm milletlerarası girişimlerin sanık Mehmet Osman Kavala üzerinden kurulduğu, Seyahat olaylarına katılan hareketçilerin muhtaçlıklarının sanık Kavala’ya iletilerek giderildiği anlatılan gerekçeli kararda, gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında kalkışmaya olan ilgiyi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik baskıları artırmak niyetiyle belgesel, sinema, stant üzere her türlü görsel yayın usullerinin kullanılması ile yeni medya yapılanması kurulması çalışmalarının sanık Mehmet Osman Kavala’nın organizesinde gerçekleştirildiği söz edildi.
Gerekçeli kararda, Seyahat olaylarının başlaması ve şiddet aksiyonlarına dönüşmesi sürecinde alanda tesirli olan Taksim Platformu’nun büyük oranda sanık Mine Özerden’in denetiminde olduğuna yer verilerek, Özerden’in de Taksim Platformu’nda alınan kararları Kavala’ya danıştığı vurgulandı.
‘İhtiyaçları Kavala karşıladı’
Kavala’nın olayların başlamasından kısa mühlet evvel Taksim Dayanışması’nın tesirli isimleri olan sanıklarla irtibat kurmaya başladığı belirtilen kararda, “Gezi kalkışmasının fiili olarak başlamasıyla birlikte hareketçilerin muhtaçlıklarını Taksim Platformu ve Taksim Dayanışması aracılığıyla sanık Mehmet Osman Kavala’ya ilettikleri ve sanık Mehmet Osman Kavala tarafından bu gereksinimlerin karşılandığı anlaşılmıştır” denildi.
‘Görüşmeler yaptı’
Gerekçeli kararda, yapılan dinlemelerde, sanık Kavala’nın, Seyahat kalkışmasında hareketçilerin polisle çatışmaya girerken kullandıkları gaz maskesi, gözlük, süt, yeniden aksiyoncular için yemek-kahvaltı ve hareketçilerin uyumu daha kolay sağlayabilmeleri için Seyahat Parkı’na masa, ses sistemi üzere materyalleri temin ettiğini açıkça ortaya koyan görüşmeler yaptığı belirtildi.
Kararda, Kavala’nın kendisi yahut şirketine ilişkin mülkiyetleri seyahat aksiyonlarına ait toplantılar için kullandırdığı anlatılarak, “Yine Seyahat’e ait, stant, toplantı, panel, forum, belgesel sinema çekim hazırlığı üzere tüm faaliyetlerde dahlinin olması dikkate alındığında, sanığın Seyahat hareketleri olarak isimlendirilen süreci yönettiği ve finanse ettiği anlaşılmıştır” görüşüne yer verildi.
‘Akıl hocası olarak perde ardında yer aldı’
Osman Kavala’nın Seyahat direnişine katılan kümelerin yöneticilerine Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür AŞ üzerinden maddi dayanak yaptığı yazılan gerekçeli kararda, “Dolayısıyla sanık Mehmet Osman Kavala’nın Seyahat kalkışmasında tüm karar alma süreçlerinde ve mali takviye süreçlerinde faal olarak bulunmasına rağmen kendisini deşifre etmemek için hiçbir resmi işlemde bulunmadığı, şiddet hareketlerinin gerçekleştiği yerlere gitmediği, sürecin en kıymetli akıl hocası olarak her platformda perde ardında yer aldığı anlaşılmıştır” denildi.
Gerekçeli kararda, Kavala’nın, biber gazının Türkiye’ye satışına ambargo konulması için çeşitli milletlerarası teşebbüslerde bulunduğu, bu kapsamda kendisinin de kurucu üyesi olduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi Hasret Dalkıran aracılığıyla Milletlerarası İnsan Hakları Federasyonu ile münasebet kurduğu belirtildi.