DEVA Partisi, ikinci mitingini Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaptı. DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, mitingde yaklaşık bir saat boyunca Gebzelilere hitap etti. Babacan, konuşmasının büyük bir kısmını gençlere ayırırken sık sık Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve iktidara seslendi. Babacan, yeni taban fiyatı 5 bin 500 lira olarak açıklayan Erdoğan’a reaksiyon göstererek TÜİK’in enflasyon sayılarını eleştirdi.
Babacan’ın açıklamalarından en dikkat çekeni ise cumhurbaşkanlığı adaylığına ait kelamları oldu. Altılı masanın cumhurbaşkanı adaylığı konusunda tartışılan isimleri ortasında CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, YETERLİ Parti önderi Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lideri Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş yer alıyor. Ancak Babacan, açıklamasında isim vermeyerek öbür bir isme daha işaret etti. Babacan, “Dört ismin dışında öbür isimler de görüyorum” dedi.
DEVA’ya Gebze’de engelleme
DEVA Partisi’nin yetkilileri, Gebze Kaymakamlığı’nın; mitingler için klasikleşen ve hatta son 1 Mayıs kutlamasının da yapıldığı Gebze kent meydanında kendilerinin mitingi yapmalarına müsaade vermediğini aktardı. Parti yöneticilerine nazaran kaymakamlık, miting için Gebze kapalı pazarı ve otoparkını adres gösterdi. Genç yaşlı birçok yurttaşın ilgi gösterdiği miting, Babacan’ın konuşmasından sonra çektirilen sahne fotoğraflarıyla sona erdi.
‘Sorunları çözecek kapasiteleri yok’
Ali Babacan, miting sonrası gazetecilerle akşam yemeğinde bir ortaya geldi. AKP iktidarının güç günlerden geçtiğini belirten Babacan, “İşleri çok güç. Problemleri çözecek kapasiteleri yok. Elle tutulur bir sıhhat vardı, o da berbata gitti. Kasımda seçim yüksek ihtimal değil, fakat ‘olmaz’ diyemiyoruz. İktisat düzelmeyecek. Yönetilemeyen bir ülke haline geldi. Mayıs-haziran, kasımdan daha makus olacak. Fırsat penceresi görürlerse ‘altı ay kaybederiz ancak beş yıl kazanırız’ diyebilirler” dedi.
‘İsimler üzerinden bir tartışma yok’
Babacan; CHP, UYGUN Parti, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu altılı masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağına ait soruya şu karşılığı verdi:
“Cumhurbaşkanı adaylığı konusu, altılı masada gündem konusu değil. İsimler üzerinden bir tartışma yok. Kriterleri belirledik ve açıkladık. İki ay evvelki toplantıda çıktı bu kriterler. Kasımda olursa seçim kararının zati eylülde alınması lazım. Orada da süreç çok süratli işletilir. Toplumda sıhhatli bir tartışma devam ediyor. Her ay kamuoyu yoklamaları yapılıyor. Araştırma şirketleri soruyor, ‘O mu olsun, bu mu olsun? Erdoğan’ın karşısına çıkarsa kim ne oy alır?’ Toplumda sıhhatli bir tartışma sürüyor açıkçası.
‘Planımız altı partinin ortak bir adayda uzlaşması’
Dört ismin dışında öbür isimler de görüyorum. Önümüz bayram, aile ziyaretlerinde, oralarda da konuşulacaktır. Bunlar yeterli şeyler. Münasebetiyle toplumda, ismi geçen şahıslarla ilgili yavaş yavaş kanaatler oluşuyor, kanaatler değişebiliyor. Bir sene evvel ismi geçenlerde ilgili kanaatler hangi noktadaydı, bugün hangi nokta. Bir senede belirli değişiklikler oldu. Bakacağız, göreceğiz. Bizim amacımız; altı parti ortak aday göstereceğiz. Birinci cinste açık orta seçim kazanması lazım. Açık farkla olmalı ki kimse itiraz edemesin. Ülkü bu ancak baktık olmadı, her şeyin sonu değil. 2018’de de her parti kendi adayını çıkardı, tekrar de partiler ittifak halinde seçime gitti. Lakin bizim şu anda ana planımız, altı partinin ortak bir aday üzerinde uzlaşmasıdır. Bunun süreci daha süratli ve sıhhatli işleteceğini düşünüyoruz.”
‘Geçiş sürecinin yol haritası çok kıymetli’
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş sürecine bağlantında kıymetlendirme yapan Babacan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Geçiş sürecinde ülke nasıl yönetilecek? Lakin biz diyoruz ki geçiş sürecinde ülke defacto parlamenter sistemle yönetilsin. Altı partinin ortak adayı, ‘Ben yetkiyi aldım, kimse bana karışmasın, sonuna kadar kullanırım anayasal yetkilerimi’ demesin. Altı partinin farklı farklı bahislerdeki fikirlerini yok saymaması lazım. Bu partilerin ne dediğini, hangi mevzularda iradesinin ne istikamette olduğunu dikkate alsın. Dolasıyla geçiş sürecinin yol haritasının çok değerli olacağını düşünüyoruz. Kendi iç çalışmamızı epeyce ilerlettik. Yalnızca parlamenter sistem değil, parlamenter sisteme geçiş sürecinin yol haritasında mutabakat sağlanmasını da değerli buluyoruz.
‘Vatandaş da ‘bir daha mı seçim’ demesin, başı karışmasın’
Madem altı parti parlamenter sistem istiyor, parlamenter sistemin ruhunu çabucak yaşatalım, anayasa değişikliğini beklemeyelim. Bizim tercihimiz, en kısa müddette parlamenter sisteme geçmek. Lakin seçilen cumhurbaşkanının ve parlamentonun da beş yıllık misyon mühletini tamamlaması lazım. Beş yıllık tam bir paketi vatandaşlarımıza sunalım. Vatandaş da ‘bir daha mı seçim’ demesin, başı karışmasın.”
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci sefer adaylığı konusundaki sorulara, “Hukukçuların kahir ekseriyeti, Cumhurbaşkanı’nın ikinci devir misyon yaptığını söylüyor. Azınlıktaki hukukçular ise sistemin değiştiğini ve yeni sisteme nazaran bir daha aday olabileceğini söylüyor. Lakin biz istiyoruz ki; ‘görev müddetiniz doldu’ tabirini halk söylerse daha güzel olur. Sağlıklı olan bu” cevabını verdi.
‘Bundan sonra da amaç mutabakat’
Babacan, altılı masanın ortak tavrına ait tam mutabakat olması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Olumsuzluk ihtimaliyle oturmak yanlışsız değil, kasvetler olabilir bu seyahatte lakin bunun korkusuyla seyahat olmaz. Niyet değerli. ‘Her şey üzerine mutabık kalınmadıkça hiçbir şey üzerinde mutabık kalınmamıştır’ kuralını birinci toplantıda konuştuk. 6’lı masada her şey mutabakatla, konsensüsle gidiyor. Tek bir parti tek bir kelimeyi kabul etmiyorsa o, açıklamaya girmiyor mesela. Dört parti ‘evet’ dedi, iki parti ‘hayır’ dedi, o o denli işlemez esasen. İşin ruhunda esasen mutabakat var. Bundan sonra da maksat mutabakat.”