Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2022 yılı Haziran ayı 1. Birleşim Toplantısı, Büyükşehir Belediye Lideri Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis Toplantısı’nda yönetimden gelen 18, kurullara havale edilen 1 ve gündem dışı 1 olmak üzere toplam 20 unsur görüşüldü. Meclis’te konuşulan bahisler ortasında Silifke’de çalışmaların sürdüğü Seka Limanı, GMK Bulvarı üzerinde bulunan ve afet riskli yapı ilan edilen PTT tesisleri üzere kıymetli bahisler konuşuldu.
‘Bu rant nereye gidiyor?’
GMK Bulvarı üzerinde yer alan PTT tesislerinin afet riskli yapı olarak ilan edilmesi ile ilgili kıymetlendirme yapan Seçer, kimi uygulamaların mahallî idarelerin görüşü alınmadan yapıldığına dikkat çekerek, “Mevcut kanunlara nazaran Etraf Bakanlığı resen düzenleme yapar. Bu kanunları biz çıkarmadık. Bunlar son iktidar periyotlarına ilişkin uygulamalar. Yani yerelin haberi olmadan resen yapılan süreçler. Yalnızca bu değil bunun üzere onlarca süreç. Bunun üzere kentin istikbaline kast edebilecek, kentin istikbaline ya da olumlu etki edebilecek onlarca proje resen Etraf Bakanlığı’ndan ya da ilgili kurumlar tarafından yapılabiliyor, planlanabiliyor, müdahil olunabiliyor. Kentin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planını bu Meclis’in yapması lazım. Alanın üzerindeki binalar afet riski taşıyor diye açıklama yapıldı. Buraya kadar tamam. Bizim Kırmızı Lacivert İşhanı’nı, Tarsus Şelale Oteli binasını yıkma nedenimizde esasen bu. Düzgün hoş de bizim tartıştığımız üzerindeki alanlar değil, o yerin bedeli, o yerin imar değişikliği ile elde edilecek rantı. Bu rant nereye gidiyor? Uygun yere gidiyorsa başımız üzerine. Hiçbir lafımız kelamımız yok. Sanki buradaki mahallî devlet kurumlarının; örneğin Büyükşehir Belediyesi’nin ya da Yenişehir Belediyesi’nin bu arsa ile ilgili bir tasarrufu olabilir mi?” dedi.
‘Şiddetle karşı çıkıyorum, çıkmaya da devam edeceğim’
Büyükşehir Belediyesi’nin arsa yoksulu olduğunu da hatırlatan Seçer, hizmet yapmak için uygun araziyi rahatça bulamadıklarına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Acaba Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bir kültür merkezi arayışı var da rahat arazi bulabiliyor mu? Ya da az evvel söyledim; Zafer Çarşısı örneğinde olduğu üzere. Buradaki esnaf arkadaşlara uygun bir projeyle iş yeri yapıp en azından onların mağduriyetini tedbire üzere bir eforu var. Bunu yapacak bir toprağı var mı? Arazi bulabiliyor mu? Ya da Mersin Büyükşehir Belediyesi kendisine kamuya hizmet verecek hizmet alanları yapmak istiyor, kamu binaları yapmak istiyor. Bunun için bir alanı var mı? Artık bunlar nezaketen de sorulmadan resen, emren; ‘PTT yerini biz turizm ve ticarete dönüştürelim evvel gönderelim bakanlığa. Sonra gelsin önünüze biz bunun gereğini yaparız’. Kardeşim sen tüccar mısın? Bu memleket sizin babanızın malı mı? PTT kamu malı. Yerele bir sorun, görüş alın, bir şey söyleyin. Bizden istenen görüş şu; o da hal kaidesini yerine getirmek için; biz olumsuz da görüş versek zati orada işin ismi konmuş gereken yapılacak. Bir manada bizi çok özür diliyorum enayi yerine koymak, aptal yerine koymak. Bizim aptal imgemiz yok. Bu memleket kimsenin babasının malı değil. Yasalar çıkar, her çıkan yasa gerçek değildir, memleket hayrına değildir. Bu üzere süreçler memleket hayrına değildir. Buna ben de çok şiddetle karşı çıkıyorum, çıkmaya da devam edeceğim.”
‘Mevzuat çerçevesinde yapılmalı’
Silifke Taşucu’nda bulunan Seka Limanı’nda süren çalışmalarla ilgili değerlendirmede bulunan Seçer, “Seka Limanı’nda gelişen olayları ben de takip ediyorum. Kesinlikle Mersin’de yatırım olmalı, Mersin’de liman da olmalı. Mersin’de yol da yapılmalı, fabrika da olmalı, iş alanları da açılmalı, konutlara da alanlar açmalıyız. Lakin bütün bu süreçleri yaparken bunları belli bir mevzuat çerçevesinde yapmamız gerekiyor. Lakin vakit zaman şunu da gözlemliyoruz; maddelerin gerisini dolanarak da birtakım işler çevrilmeye çalışıldığının farkındayız. Bu da başka bir tartışma konusu fakat liman özelinde kıymetlendirme yapacak olursam; Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanında olan gelişmelere asla seyirci kalamayız. Mevzuat dışına çıkıldığı noktada gerekli müdahaleyi yaparız. Öbür kurumlara ilişkin sorumluluk alanlarındaki gelişmelere de yanlışlara da şayet kurum gerekli refleksi yasal çerçevede gösteremiyorsa da onu gösteririz, bir görüş olarak ortaya koyarız” dedi.
Erdemli’deki Hazine toprakları üzerinde yaşayan vatandaşların mağduriyetinin lisana getirilmesi üzerine de kıymetlendirme yapan Seçer, “Açıkçası bu mevzu Hazine’nin konusu. Bu husus Büyükşehir’in rastgele bir taraf olduğu, müdahil olduğu bir husus değil fakat Büyükşehir Belediye Lideri olarak benim müdahil olduğum bir bahis var ki; orada yaşayan hemşerilerimin mağduriyeti. Bu mağduriyet o vatandaşımızın orada bulunmasının; yasal yere oturmamış olsa bile buna dikkat edilerek yapılması lazım. Orada bir köylü vatandaş ziraî faaliyet yapıyor, evet orada işgal ettiği alan şu anda hukuksal olarak onun alanı değil lakin bu demek değildir ki bir tedbir almadan, katkı yapmadan, yol çizmeden, yol gösterilmeden yaka paça o alandan bu insanları çıkarıp atmak yanlışsız bir yaklaşım değil. Devlet aklı bunu yapmaz. Onun için de daha dikkatli süreçler yapmak durumundayız diye düşünüyorum” diye konuştu.
‘Kimyasal sıkarak olmuyor’
Bir Meclis üyesinin sinekle gayret konusundaki teşekkürü üzerine de konuşan Seçer, asıl işin vatandaşlara düştüğüne vurgu yaptı. Küçücük bir su birikintisinde bile binlerce sivrisinek ürediğini hatırlatan Seçer, gayretin kimyasal ilaç sıkarak sürdürülmesinin de etraf ismine ziyanına dikkat çekti. Seçer, “Bizim onu kimyasal sıkarak öldürmemizle olmuyor. Kaynağında kurutmamız için vatandaşlarımız da bu mevzuda hassasiyet sahibi olsunlar demek istiyorum. Bu hinterlant su havzalarının, lagünlerin, göletlerin, bataklıkların ağır olduğu bölgeler. Çok daha hassas çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.
‘Ben adalet dağıtmak zorundayım’
Seçer, toplu iş mukavelesi ve çalışan fiyatları ile ilgili yapılan değerlendirmelerin üzerine, “Çalışanların fiyatları konusunda takımlı personel statüsünde olanlara yönelik kimi tezviratlar var. Ben vatandaşlarımızın bu hayat pahalılığı karşısında ezdirilmemesi taraftarıyım. Lakin değerli bir hassasiyetim de Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan, taşeron diye tabir ettiğimiz daima personel statüsünde çalışanlar süreksiz personel statüsünde çalışanlar. Süreksiz emekçi statüsünde çalışanlar ve takımlı emekçi statüsünde çalışanların, yani toplu kontrat marifetiyle fiyatlarını toplumsal haklarını belirleme yetkisinin iki bölümden biri yani Büyükşehir’e ilişkin olduğu bahislerde ben adalet dağıtmak zorundayım. Tıpkı işi yapan takımlı emekçi 10 TL alırken ben daima emekçi statüsünde çalışana 5, 6 TL verdiğim noktada adaletsiz bir iş yapmış olurum. Bütün belediyeler için geçerli. Ben görüyorum kimi belediyelerde takımlı personel sayısı son derece az, kahramanlık yapıyorlar, bu bir siyasi harekettir. Kendisini etkileyecek bir sayı değildir, ezbere işler yapıyorlar. Bunu da açıklıkla söz edeyim, bunlar yanlışsız yaklaşımlar değil” dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde takımlı personel, memur, daima emekçi üzere birçok statüde toplam 11 bin işçi olduğunu belirten Seçer, “Bizim takımlı çalışanlarla yaptığımız toplu mukavele geçtiğimiz yıl yapıldı, lakin daima personel statüsünde çalışanlarla Temmuz ayı içerisinde dolan müddette biz toplu iş mukavelesi yapacağız. O çalışmamız bittikten sonra geriye dönük takımlı personellerimizin durumuna bakacağız. Ezbere iş yapamam, yaptığım her iş gerçek sonuç vermek durumunda. Ortadaki makas aslında açıktı, çok açık, hala açık çok açamayız. Maddelerden kaynaklı bir haksızlık, hukuksuzluk var. Halbuki şu anda en düşük fiyatımız 5000 TL. Minimum fiyat 4250 TL’dir. Toplumsal yardımlarla birlikte 5 bin TL fiyat alıyorlar, biz onlar üzerinde bir kıymetlendirme yapacağız bu ay içerisinde. Çıkan sonuca nazaran, takımlı çalışanların durumunu toplu kontrat vakti olmamasına karşın ortaya çıkan çok hayat pahalılığından ötürü tekrar elbette ki masaya yatıracağız ve bizim için adaletli olan sonucu da alacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
‘Valilik’ten gelen bu kararı uygulamak durumundayız’
Seçer, kentteki sanatsal faaliyetler için Büyükşehir Belediyesi’nin salonlarının kiralandığını ve bunun Valilik onayına sunulduğunu tabir ederek, şöyle devam etti:
“Eğer tüzel olarak bir sorun varsa bu önümüze gelir ve biz de doğal olarak Valilik’ten gelen bu kararı uygulamak durumundayız. Ben Belediye Lideri olarak yasalar çerçevesinde şayet ki mevzuatlara uygunluğu varsa, oyunun içeriği, rastgele bir mevzuata takılmayan bir temayı işliyor olması vesaire bu meseleler yoksa yasalar da uygunsa hangi lisandan oynanması isteniyorsa oynanmasında bir meşakkat görmüyorum. Bu yasal değişiklikleri yapan da AK Parti iktidarlarıdır. Ben de parlamento da buna ‘evet’ oyu vermişimdir. Evvelden örneğin farklı lisan ve lehçelerde siyasi propaganda yasağı vardı. AK Parti iktidarları devrinde bizim de ‘evet’ oyu vererek kabul ettiğimiz düzenlemelerdi. Dedik ki ‘bırakalım beşerler kendi lisan ve lehçelerinde propagandalarını yapsınlar.’ Ancak bizim resmi lisanımız Türkçedir, bunda bir beis yok. Diyelim ki burada 400 bin sığınmacı yaşıyor ana lisanı Arapça. Bu sığınmacılarla ilgili bir sivil toplum örgütü belediyeme müracaat etti, biz bir tiyatro oyunu sergileyeceğiz Arapça dedi. Biz bu süreci yaparız. Bu Valiliğe bildirilir. Arapça oyun sergilemek yasaksa, Kürtçe oyun sergilemek de yasak olsun, İngilizce oyun sergilemek yasaksa Fransızca oyun sergilemek de yasak olsun. Bu yasaklarla hiçbir yere varamayız, kaygılarla hiçbir şeyi çözemeyiz. Bu benim bir Lider görüşünden çok şahsî görüşümdür, dünya görüşümdür, siyasi görüşümdür lakin bu türlü olmaması taraftarıyım. Maddelerde da buna mani bir şey olmadığını biliyorum şayet yanlış bilmiyorsam. Yasalar çerçevesinde herkes bizden kültür ve sanatsal faaliyetlerde kullanmak üzere salon alabilir, imkanlarımızdan yararlanabilir” dedi.
Muhtarlardan fiyatsız toplu taşıma kullanma talebi
Kırsalda ve merkeze çok uzak bölgelerde yaşayan muhtarların fiyatsız toplu taşıma araçlarını kullanabilmeleri talebi üzerine Seçer, “Muhtarlarımızın da fiyatsız otobüsleri kullanma talebi var. Çok meslek kümelerinin var, eczacıların, eczacı kalfalarının, infaz memurlarının… Daima burada tartışma konusu oluyor. Bunlar kanunla belirleniyor. Bizim kimlere iltimaslı davranacağımız maddelerde sabit. Biz o çerçevede çalışmalarımızı yapıyoruz ancak tabi muhtarlarımız bir kamu misyonu yapıyor. Ben de istek ederim bir yasal çerçevede bu düzenleme yapılırsa 52 bin civarında muhtarımız var Türkiye çapında. Bunların da yüzde kaçı toplu taşıma araçlarını kullanacaklar. Bence bu türlü bir düzenlemenin parlamentoda yapılması gerektiğini de düşünüyorum” tabirlerine yer verdi.
‘Niye birden teğe kamu alanını turizm ve ticaret yapıyoruz?’
PTT tesisleri konusunun tekrar gündeme gelmesi üzerine Seçer Meclis üyelerine “Orasının statüsü ne? Pekala bana kalsa değiştirir miyim orayı? Size kalsa değiştirir misiniz Meclis olarak? Niçin birden teğe kamu alanını turizm ve ticaret yapıyoruz? Kamu ticaret mi yapıyor? Kamu ne yapacak, 5 yıldızlı otel mi yapacak orayı? O vakit bütün kamu alanlarını biz turizm, ticaret yapalım. Haraç mezat satalım gitsin. Kamuya da bir şey kalmasın. Bu türlü yapalım herkes kurtulsun” formunda sorularını sordu.
Meclis üyelerinin de tek tek kelam alarak açıklamalarda bulunduğu bahis hakkında Lider Seçer, “Bizim burada tartıştığımız bahis şu; Yenişehir Belediye Liderimiz bu türlü bir teklifte bulunabilir. Kime bulunuyor? Mahallî Meclis’e bulunuyor. Pekala PTT bu teklifi kime yapıyor? Kimsenin haberi var mı buradan? Ankara’da PTT Kurumu, ilgili Bakanlığa yapıyor. Artık burada ben demiyorum ki; ‘olması gereken değişiklikleri yapmayayım.’ Belediyeler de istiyor. Artık ismini vermeyeceğim, kimi belediyeler maksadını ortaya koydu, gayesi hasıl olsun diye gerekli düzenlemeleri yaptık. Yapmadık mı? Neden? ‘İhtiyaç var.’ Ancak hepimizin haberi var, benim haberim var, sizin kümenizin var, benim grubumun var. Bu makul dedik. Lakin bu farklı bir şey, bizden bağımsız, bizim haberimiz olmadan, resen yapılan düzenlemelere başta karşı çıkıyoruz. Sonra diyoruz ki ‘kamu alanlarının bu türlü haraç mezat, kimsenin haberi olmadan, üzerinde fikir yürütülmeden, ticaret, turizm, her neyse, konut haline dönüştürülmesi yanlıştır. Bizim bahsettiğimiz bu. O arazinin ne kadar kupon arazi olduğunu hepimiz biliyoruz. Bakalım seyri takip edeceğiz” diye konuştu.
‘Biz Ankara’ya bu kadar mahkûm olamayız’
Seçer, Meclis üyelerine “Resen Etraf Bakanlığı yapıyor. Ona ne diyorsunuz? Hakikat mu yapıyor, yanlış mı yapıyor? Ben fikrimi söylüyorum; yanlış yapıyor diyorum. Siz ne diyorsunuz? Fakat daha evvel ne olmasını istediniz?” diye sordu. Meclis üyelerinden gelen ‘kamu hizmet alanı olmasını istedik’ yanıtı üzerine konuşmasını sürdüren Lider Seçer, “Burada bir çelişki var. Bakın lakin biz Ankara’ya bu kadar mahkûm olamayız. Biz de bunu söylüyoruz. Yani bunu dillendirmemiz lazım. Orada bir süreç olacaksa bunun bu Meclis’ten yapılmasının daha gerçek olacağını söylüyoruz” sözlerini kullandı.
‘Esnaf bizden memnun’
Meclis üyelerinden gelen Zafer Çarşısı konusunda esnaflarla istişare yapılması gerektiği konusundaki tenkitlere de karşılık veren Lider Seçer, “Esnaf bizden çok mutlu. Seçim de geliyor esasen, kim kimden mutlu, aslında sandıktan çıkacak. Onu bilemeyiz artık. Lakin esnaf bizden şad. Bakın onu söyleyeyim. Biz Allah’a şükür her yere gidebiliyoruz. Alnımız açık, başımız dik, hiçbir sıkıntımız yok. Herkese imkânlarımız ölçüsünde ulaşıyoruz. Hiç kimsenin bileğini bükme peşinde, ona tuzak kurma peşinde değiliz. Bizim bu türlü bir kederimiz yok” dedi. Zafer Çarşısı konusuna da değinen Seçer, “Zafer Çarşısı esnafına yönelik Belediye’nin orada bir tasarrufu yok. Biz o binayı risk taşıdığı için, yasa gereği zati yıkmak zorundayız. Buraya kadar tamam mı? Biz o binayı boşalttık. Biz yıkmazsak bir anda tabiatıyla esnafların üzerine çökebilir. Buraya kadar tamam mı? Biz oraya bir proje uygulamak zorundayız. Orası yenileme alanı. Belli yasalar çerçevesinde imar yapabiliriz. Bu bir kültür merkezidir, kent merkezidir. Onlar farklı bir şey. Ancak orada kiracı olan esnafımızın; onlar mülk sahibi de değil; kiracı olan esnafımızın mağduriyet yaşamaması ismine diğer bir yerde Zafer Çarşısı’na misal konseptte bir çarşı yapabiliriz. Projede Zafer Bey’in kastı o. Biz de bundan hiçbir vakit kaçmadık. Taraflar elini taşın altına koyarsa, esnaf da bir arada olursa, biz de Belediye olarak onların yanında dururuz, ortak bir sonuç alırız dedik. Hepsi bundan ibaret. Bizim Zafer Çarşısı esnafıyla bir sorunumuz yok” sözlerine yer verdi.
Gündem dışı konuşmaların akabinde hususlar oylandı. Lider Seçer, geçtiğimiz birleşimde Anamur planlarının görüşüldüğünü ve birtakım unsurların oy birliğiyle kabul edilirken, kimilerinin ise oy çokluğuyla kabul edildiğini söyledi. Seçer’in itirazlara ret verenler için Meclis’te aradığı ısrar kararı 41 oyla kabul edildi.